Bu durum bir hükümet sorunu mu, yoksa sigorta şirketlerinin aç gözlülüğü mü?
daha önceki haberimiz de sorduğumuz sorularla birlikte, Hollanda Türk Toplumunun duyarlı ve geniş kitleler tarafından sevilen sayılan isimlerine ne düşündüklerini sorduk.
Yazdıklarımızla, yazamadıklarımızla ulaştığımı sonuç: Hollanda’da sağlık sigorta şirketlerinin para, hastanelerin de kâr peşinde olduğu ortaya çıktı.

İşte sağlık sektörü hakkında ilginç yorumlar ve gerçekler:

Murat Gedik( HTF Başkanı): Hollanda’da sağlık sigorta şirketlerinin söz hakkı çok. Onlar ne derse o olur. Bu da tabi ki paranın sağlık konusunda ön plana geçtiğini gösterir. Yani kazanç, kar sağlıktan önce geliyor.Sigorta şirketleri asli görevlerini yapmalıdır, sağlığa katkı sağlamalıdır.

Durmuş Doğan (TOVER Başkanı): Hollanda’da sağlık sektöründe her geçen gün yanlışlar, hatalar gün yüzüne çıkıyor. Özellikle etnik kökenleri farklı olanların hastanelerde yaşadıkları mağduriyetleri olduğundan bahsedebiliriz. Sigorta şirketlerinin ev doktorlarına baskı yaptığı, hastaları hastaneye sevk etmediklerini, kanser gibi hastalıklarda ise hastalara daha ucuz ve kalitesiz ilaçların verildiğini duyuyoruz. Hastanelerden randevu almak gün geçtikçe zorlaşıyor. Bütün bunlar sağlık sektöründe işlerin sağlıksız yürüdüğünü gösteriyor. Çözüm bulmak ve bu olumsuzlukları takip etme hükümetin sorumluluğundadır. Herkese eğit sağlık hizmeti sunulmalıdır.

Osman Elmacı (Sendika temsilcisi): Hollanda sağlık sistemi kemer sıkma politikası ile vatandaşların en hızlı etkilendiği ve etkileneceği alan. Bir doktor için iki ay randevu beklemek garip değil artık. Hastanelerin hastaları ‘ çok yaşlı- fazla yaşmaz’ gibi ucuz kriterlere bakarak ameliyat etmediği duyduğumuz ve bildiğimiz vakalardır maalesef”

Cemal Şimşek (Horeca sektöründe işletmeci ): Hollanda’da doktorların yüzümdeki şikayetimden dolayı geç tedaviye başlamalarının mağduruyum. Üstelik de yanlış teşhis sebebiyle yüzümde kalıcı yaralar oluştu. Kemer sıkma politikası yüzünden hastaneye sevk etmeyen ev doktorum, kendi ilaçları ile tedavi etmeye çalıştı. Türkiye’de teşhis koydular ve ona bile inanmadılar daha sonra yapılan araştırmalar sonucu Türkiye’de konan Gül Hastalığı ( ROSACEA ) teşhisini kabul ettiler. Oğlum ise 3 yaşından beri çocuk hastanesinde kontrol altında. Yaptıkları boy kilo vs araştırması. Türkiye’de doktor, kilo sorunu dolayısı ile 3 yaşından beri diyet programı uygulanması gerektiğini söyledi ama maalesef buradaki ilgisizlikten dolayı kilo aşırı problemi devam ediyor. İşin ilginç yanı geçtiğimiz aylarda Hollanda’da kontrole gittiğimizde Hollandalı doktor, çocuğumu Türkiye’de yine doktora götürüp götürmediğimi sordu. Bir şey yapmadı.

^4D08E8FEAFBDC3A3EDD618F287D85E2804FAC1DCADDF44A59D^pimgpsh_fullsize_distr

Bunlar şunun için anlatıyorum, diğer hastalıklara göre basit olan bizim sorunlarımıza bu kadar ilgisiz davranan “Hollanda sağlık sitemi tedavisi pahalı ve uzun süren hastalıklar için ne yapar ne yapmaz?” sorusunun cevabını okurların takdirine bırakıyorum.

©SONHABER.EU