Sosyal medya o meşhur tabirle yıkılıyor!
Halepli yaralı, ölü çocuk fotoğrafları, ağlayan insanlar, yerle bir olmuş sokaklar…
Kim ne kadar samimi, kimin içi ne kadar kan ağlıyor, sanki bir yarış var…
Lanet edenler, dua edenler, benim gibi şiir yazmaya çalışanlarla ‘Sosyal Medya yıkılıyor!’
Ne kadar kan, göz yaşı, ölü, yaralı fotoğrafı o kadar beğeni…
Ama şuna inanıyorum ki, çoğu insan için artık sıradanlaşmış bu tür olaylar, ölümler…
Paylaşımlar ya korkudan, ya da çevresindeki insanların “ Ne duyarsız” demelerinden çekince gibi geliyor bana.
Çünkü konuştuğum insanların çoğu neyin ne olduğunu bilmiyor.
Bir yanda Halep temizlendi haberleri, bir yanda Halep’te katliam türünden haberler…
Halep’te o çocukları öldüren kim, hangi güçler bilen yok…

Elbette olayın bilincinde olan, bir şeyler yapmak için çabalayanlar da yok değil…
Hani şu meşhur kanaat önderleri, hani şu adı kısaltılmış olarak üç büyük harf olan STK’lar…
Halep için yardım kampanyaları başlatıldı bir çok yerde ve kurum ve kişiler tarafından.

Şimdi de bugünden itibaren Suriye rejiminin yaptığı katliamları protesto eylemleri başlatıldı.
Herkes kendine göre protesto eylemi peşinde.
Ve istiyorlarki herkes onların düzenledikleri eyleme katılsın.
Hangi vakıf, hangi dernek, hangi kuruluş bu duyarlılığı gösteriyorsa önce tebrik ediyorum.
Amma ve lakin, böyle bir iletişim çağında neden kopuk kopuk, neden bölük pörçük?
Bir araya gelmeniz bu kadar zor mu?
Dava bir, acı bir, mesaj aynı yere ise; neden bir kere ama dünyada ses getirecek şekilde olmasın bu protesto?
Atıyorum 50 bin kişinin katılacağı bir eylemin getireceği ses ile; 500’er kişilik katılımla 100 değişik yerde yapsanız bile getirceği ses bir olur mu?
Gel de anlat…
İlla ben, illa biz…
Yahu birlik olmazsanız siz kimsiniz?

Bunları konuşurken yazarken, aklıma yıllar öncesinin bir fıkrası geldi.
Gerçi, Çiller de, Şeytan da, dünya da Türkiye de enflasyonun düştüğünü gördü ama bu fıkra tam şu an ki durum için çok geçerli.
Fıkra şöyle idi:
Clinton, Yeltsin ve Çiller şeytanın huzuruna çıkarlar. Hepsi şeytana dileklerini söyleyeceklerdir o da onlara ne zaman gerçekleşeceğini söyleyecektir.
İlk önce Clinton sorar;
-Amerika ne zaman her yönden tam olarak dünyanın hakimi olacak?, der. Şeytan da;
-50 yıl sonra, der. Clinton ağlamaya başlar:
-Ben göremicem, ben göremicem… Sıra Yeltsine gelmiştir.O da sorar:
-Rusya ne zaman eski gücüne kavuşacak? Şeytan cevap verir:
-100 yıl sonra. Yeltsin de başlar ağlamaya:
-Ben göremicem, ben göremicem… Sıra Çiller’e gelmiştir, O da sorusunu sorar
-Ne zaman Türkiye’deki enflasyon düşecek?
Bu sefer şeytan ağlamaya başlar:
-Ben göremicem, ben göremicem!

Demem o ki; bu kafa ile gidilirse Avrupalı Türkleri her hangi bir konuda birlik-berberlik içinde, herhangi bir amaç için bir araya gelmelerini şeytan bile göremeyecek…