Avusturya’da cumhurbaşkanlığı seçimine sayılı günler kala koalisyon hükümeti, ırkçı söylemlerini artırdı.

Avusturya’da cumhurbaşkanlığı seçimleri 4 Aralık’ta yapılacak. Seçimde Yeşiller Partisi'nin (Grüne) adayı Alexander van der Bellen ile aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisinin (FPÖ) adayı Norbert Hofer yarışacak. Kamuoyu yoklamaları, aşırı sağcı Hofer’in seçimi kazanacağını gösteriyor.

“Aşırı sağcı partiyi taklit ediyorlar”

Salzburg Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Farid Hafez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ve İslam karşıtı aşırı sağcıların yükselişinin ana akım siyasiler üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu söyledi. Hafez, “Artan baskı nedeniyle koalisyon hükümeti, Türkiye’ye karşı tutum alıyor ve hatta aşırı sağcı partiyi taklit ediyorlar.” diye konuştu. Siyasilerin Avusturya’daki Türk toplumunu hesaba katmadan hareket ettiğini belirten Hafez, bunun Türk seçmenden ziyade diğer seçmenlerin önemli olarak görüldüğünü gösterdiğini kaydetti.

Yazar Murat Batur, Avrupa’da aşırı sağ partilerin yükselişinin arkasında ekonomik sorunlar, kimlik tartışmaları, refah devletinin zayıflaması, iş gücü göçü, çok kültürlülüğün yaygınlaşması ve küresel terör gibi faktörlerin etkili olduğunu söyledi. Sağ partilerin, Avrupa toplumlarında ortaya çıkan güvencesiz yaşam koşullarının sorumlusu olarak göçmenleri ve Müslümanları gösterdiğine dikkati çeken Batur, bu yaklaşımın halkta ciddi bir karşılık bulduğunu ifade etti.

“Yabancı ve İslam karşıtı yasalara imza attılar”

Koalisyon hükümetini oluşturan Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) ve Avusturya Halk Partisinin (ÖVP) iktidarlarını koruyabilmek için aşırı sağ söyleme kaydıklarına işaret eden Batur, ”Aşırı sağcı Özgürlük Partisinin (FPÖ) iktidara gelmesini engellemek bahanesiyle yabancı ve İslam karşıtı yasalara imza attılar. Aşırı sağın çıkaramayacağı yasaları meclisten geçirdiler. İslam yasası, Yabancılar kanunun katılaşması, sığınmacılara yönelik hakların kısıtlanması, kültürel hakların ve dini özgürlüklerin sorgulanması bunlara örnek gösterilebilir.” diye konuştu.

“Endişe duyuyorum”

Aşırı sağcıların yükselişi sonucu ana akım siyasilerin aşırı sağcı söylem ve politikalara yönelmeleri endişeleri artırıyor. Budapeşte Orta Avrupa Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Milliyetçilik Çalışmaları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anton Pelinka, küreselleşmenin ortaya çıkardığı müreffeh toplumların imtiyazlarını kaybetme korkusu içerisine girdiğini ve bunun da aşırı sağcı ve popülist partilerin yükselişine neden olduğunu kaydederek, “Avrupa demokratik birliğinin parçası olmayan partilerin Avrupa’da yükselişinden endişe duyuyorum.” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Arti49