Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Recep Bozkurt, soğuk havalarda üşüme endişesi ile pencerelerin açılmaması, gün içinde her yaştan insanın zamanının büyük bir bölümünü okul, iş yeri, toplu taşıma araçları ve kafeterya gibi kapalı mekanlarda geçirmesinin hastalıkların yayılmasını kolaylaştırdığını vurguladı.

Soğuk algınlığının boğazda rahatsızlık hissi, öksürük, burun tıkanıklığı, burun akıntısı belirtilerinin ön planda olduğu ve kas ağrısı ile ateş bulgularının olmadığı ya da az görüldüğü viral bir hastalık olduğunu belirterek, “Küçük çocuklarda yılda ortalama 6-8, erişkinlerde ise 2-3 kez görülür. Soğuk algınlığına neden olan virüsler, kişilerin birbirine doğrudan teması ya da havada asılı kalan damlacıkların solunması yoluyla yayılır.

Soğuk algınlığı, havaların soğuduğu dönemde artış gösterir ancak bu durum soğukta üşümekten değil, insanların vakitlerinin çoğunu kalabalık ortamlarda geçirip virüsleri birbirlerine bulaştırmalarından kaynaklanmaktadır. Çocuklar virüs almadıkları sürece soğuk algınlığına yakalanmaz. Dolayısıyla çocuklara aşırı kalın giysiler giydirilse bile, virüs ile karşılaştıkları sürece soğuk algınlığı kendini gösterecektir” dedi.

“Hasta kişiler dışarı çıkarken maske kullanmalı”

Öksüren, hapşıran ve yüksek ateş şikayeti olanların mümkün olduğunca kapalı mekanlarda bulunmamaları, toplu taşıma araçlarına binmemeleri, öksürürken veya hapşırırken gerekli önlemleri almaları ve hastalıkları süresince evde dinlenmelerinin virüslerin yayılmaması için etkili olacağını anlatan Bozkurt, şunları kaydetti:

“İnsanların bir arada bulundukları kapalı ortamlar sıklıkla havalandırılmalıdır. Nezle ve gripken kapalı alanlarda kalmak zorunda olan kişiler maskeyle dolaşmalı ya da ağız ve burun bölgesini kapatarak virüslerin yayılmasını önlemeye çalışmalıdır. Okuldaki kapı kolları, asansör düğmeleri, merdiven korkulukları, alışveriş sepetleri ve arabaları virüslerin bulaşmasında çok önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla bu yerlere dokunan çocukların ellerini ağız, burun ve gözlerine sürmemeleri, hasta olan çocukların sabunla el temizliğine dikkat edip, hapşırma ve burun temizliği esnasında kullanılan kağıt mendillerin çöp kutularına atmaları önemlidir.”

Fırsatçı enfeksiyonlara dikkat


Soğuk algınlığı şikayetlerinin ortalama 3-5 gün içinde iyiye doğru gitmesinin beklenebileceğini anlatan Dr. Bozkurt, şu ifadelerde bulundu:

“Eğer ortalama 3-5 gün içerisinde şikayetler daha da kötüye gidiyorsa hemen bir uzman doktora başvurulmalıdır. Virüslerin zayıflattığı ortamlarda fırsatçı enfeksiyon da denilen ajanlar; orta kulak iltihabı, farenjit, rinofarenjit, sinüzit, boyun lenf nodu iltihabı, bademcik, bronşit, pnömoni, astım alevlenmesi, nefrit ve romatizmal hastalıklar gibi önemli sağlık sorunlarına yol açabilir. Soğuk algınlığı viral bir enfeksiyon hastalığıdır. Dolayısıyla antibiyotikler soğuk algınlığı tedavisinde etkili değildir.

Enfeksiyonun şiddeti etkene, çocuğun yaşına alerji ve beslenme durumuna göre değişir. Buna bağlı olarak aynı etken, aile bireylerinde farklı klinik tablolar meydana getirebilir. Beslenmesi bozuk olan çocuklarda komplikasyonlar çok daha sık görülmekte bu da bağışıklık sistemi ile beslenme arasındaki yakın ilişkiden kaynaklanmaktadır. Düzenli ve sağlıklı beslenmenin yanında; hareketli yaşam, gerektiğinde istirahat, uyku ve moralle bağışıklık sistemine gereken destek verilip enfeksiyonla mücadele eden bağışıklık sistemi hücrelerinin güçlü olması sağlanacaktır. Bunun dışında vitamin, mineral ve bitkisel ürün takviyeleri doktora danışılmadan kullanılmamalıdır.”

KAYNAK İHA